ABD Merkez Bankası’nın faiz oranlarını düşük düzeylerde tutma siyasetine devam etmesi, gelişen piyasalarında bu yolu takip etmesi için bir fırsat sunuyor.
Tabi bu fırsatlar ülkelere nazaran değişkenlik gösterirken, ABD’nin bu düşük faiz siyaseti ve zayıf dolar kuru ile birlikte para siyaseti otoritelerinin üzerindeki, kurun pahasını koruyabilmek için, faiz artırma baskısı da kalkmış oluyor ve gelişen piyasa varlıklarına ilgi de artıyor.
Hala kimi ekonomiler yüksek enflasyon ve oynaklığı yüksek kurlar ile gayret verse de, gelişen piyasaların Fed üzere olabilmeleri için çok hudutlu alanları var.
Hindistan Merkez Bankası eski lideri Raghuram Rajan, Bloomberg News’dan Kathleen Hays’e verdiği bir röportajda, “Fed gelişen piyasalar için hareket alanı yarattı” dedi ve “Fakat Fed’in yaptığı her şeyi yapabilecek müsaadeleri yok, o kadar da fazla özgürlük alanları yok” diye ekledi.
Fed’in, faizleri düşük tutmayı önceleyen yeni bir para siyaseti yaklaşımı benimsemesi, gelişen ülkelerdeki merkez bankacılarına borçlanma maliyetlerini düşük tutmak ve böylelikle salgından etkilenen kırılgan ekonomilerini iyileştirmek için fırsat sunuyor.
Düşük faiz oranları ve zayıf dolar kuru şimdiden ABD’den sermaye çıkışına yol açıyor ve gelişen piyasaların yatırımcı çekmesini sağlıyor. Bloomberg dolar endeksi Mart ayından bu yana %10 aşağıda ve MSCI Gelişen Piyasalar varlık endeksi Ağustos ayında, Mart ayından bu yana %40’lık bir yükselişle, 31 Aralık 2019’daki düzeyine geri ulaştı.
Bloomberg HT